Son asrın büyük din âlimi Bediüzzaman Hazretleri'nin başından geçen çok ibretli bir hadise vardır.
Olay, Bediüzzaman'm Ekinci Dünya Harbi'nde gönüllü alay kumandanı olarak vazife yaparken, Bitlis mevkiinde yaralı olarak Ruslara esir düşmesinden sonra, gönderildiği Sibirya'nın en büyük esir kampında geçer.
Günün birince Rus Çarı'nın dayısı ve Rus ordusu Kafkas cephesi başkumandanı Nikola Nikolayeviç, esir kampını teftişe gelir.
Kampı gezerken Bediüzzaman'ın önünden geçen Nikola Nikolayeviç'e O, hiç ehemmiyet vermez ve yerinden kımıldamaz. Bu durum başkumandanın dikkatini çeker, tekrar bir bahane ile Bediüzzaman'ın önünden geçer. Yine kımıldamadığını görür. Üçüncü seferinde de aynı durum tekerrür edince, Nikola, Bediüzzaman'ın önünde durur ve tercüman vasıtasıyla aralarında şöyle bir konuşma geçer:
- Beni tanımadılar?
- Hayır, tanıdım. Nikola Nikolayeviç. Çar'ın dayısı. Kafkas cephesi başkumandanı..
- O halde ne için hakaret ettiler?
- Hayır, afvetsinler, ben kendilerine hakaret etmiş değilim. Ben mukaddesatımın emrettiğini yaptım.
- Mukaddesatı neyi emrediyormuş?
- Ben Müslüman âlimiyim. Ayağa kalkıp ona kıyam etseydim, mukaddesatıma hürmetsizlik etmiş olurdum. Onun için kıyam etmedim.
- Şu halde bana ayağa kalkmamakla benim şahsımı, hem ordumu, hem de milletimi ve
Çar'ı tahkir etmiş oluyor. Derhal savaş mahkemesi kurularak sorguya çekilsin.
Bu emir üzerine derhal savaş mahkemesi kurulur. Karargâhtaki Türk, Alman ve Avusturya zabitleri, ayrı ayrı Bediüzzaman'a rica ederek, başkumandandan özür dilemesini isterler. Bediüzzaman'ın verdiği cevap ise şu olur:
- Ben âhiret diyarına göçmek ve Resulûllah Efendimiz'in huzuruna varmak istiyorum. Bana bir pasaport lâzımdır. Ben mukaddeslerime zıt hareket edemem...
Bu sözlere karşı kimse sesini çıkaramaz, sabırla neticeyi beklemeye başlarlar. Nihayet sorgu sual tamamlanarak, Rus Çar'ına ve ordusuna hakaret suçundan Bediüzzaman idama mahkûm edilir. Karan infaz için gelen bir manga askerin başındaki subaya, Bediüzzaman:
— Müsaade ediniz, 15 dakika son vazifemi yapayım, diyerek izin alır. Abdest alıp iki rekât namaz kılarken, hiç beklenmeyen bir hâdise olur. Çar'ın dayısı Nikola Nikolayeviç gelir, Bediüzzaman'a hitaben şunları söyler:
- Beni affediniz. Sizin beni tahkir için bu hareketi yaptığınızı zannediyordum. Hakkınızda yasal işlem yaptım. Fakat şimdi anlıyorum ki siz bu hareketinizi imanınızdan alıyorsunuz ve mukaddesatın emirlerini ifa ediyorsunuz. Hükmünüz iptal edilmiştir. Dinî bağlılığınızdan dolayı takdire şayansınız. Sizi rahatsız ettim. Tekrar tekrar rica ediyorum, beni affediniz..
İşte asamızda yaşamış bir İslâm âliminin akıllara hayret veren bir onur mücadelesi. |