İyonya (Yun. Ιωνία; Batı dillerinde Ionia) Anadolu'da bugünkü İzmir ve Aydın illerinin sahil şeridine Antik Çağ'da verilen addır.
Bölgede bulunan 12 bağımsız sahil kenti (Kuzeyden Güneye) Phokai (Foça), Klazomenai, Erythrai, Teos, Kolophon, Lebedos, Ephesos (Efes), Priene, Myos ve Miletos (Milet) ile birlikte (halen Yunanistan'a ait olan) Khios (Sakız) ve Samos (Sisam) ada kentleri idi. Bu kentler MÖ 1000 dolayında Yunanistan'dan gelen ve Yunanlıların İon ulusuna mensup olan kolonistler tarafından kuruldular.
MÖ 7. ve 6. yüzyıllarda İyon kentleri (özellikle bunların en önemlileri olan Ephsesos, Miletos ve Samos) tüm Akdeniz havzası üzerinde güçlü bir ticari egemenlik kurdular; bilim, sanat ve felsefe alanında, daha sonra gelişen Yunan ve Roma uygarlıklarının temeli olarak kabul edilen büyük başarılara imza attılar.
İyonya MÖ 546 yılında Pers (İran) egemenliğine girdi. 502-496 yıllarındaki İyonya İsyanı'nın yenilgisinden sonra yıkıma uğrayarak önemini ve gücünü kaybetti. MÖ 133'ten sonra Efes ve Milet, Roma İmparatorluğunun Asia eyaletinin önemli kentleri olarak yeniden kalkındılarsa da, MÖ 6. yüzyıldaki kültürel ve siyasi önemlerine tekrar kavuşamadılar.
Eski Farsça İonan adı, Perslerin İyonyalılara vediği isimdi. Farsça ve Arapça'dan Türkçeye Yunan biçiminde geçen bu ad, daha sonra Helen ulusunun tümü için İslam kültürel dairesindeki ulusların kullandığı ad oldu.
İyonya'da Siyasi Yapı
Siyasal yapılanmaları bağımsız şehir devleti şeklinde idi. Şehir devletlerinin temsilcileri Panionion adlı kutsal alanda (halen Kuşadası'na bağlı Güzelçamlı'da) dini ve siyasi amaçlar için dönemsel olarak toplanmakla birlikte, hiçbir zaman ortak bir siyasi yapıda bir araya gelmediler.Hiç bir zaman bir araya gelmedikleri için ortak karar aldıkları bir yerde yoktur.Tüm Karadeniz, Kuzey Ege, Güney İtalya ve Sicilya sahillerinde çok sayıda koloni kurarak Akdeniz havzasındaki ticari üstünlüklerini geliştirdiler. Amasra, Sinop, Trabzon, Batum, Kefe, Varna, Enez, Napoli, Sirakuza, Marsilya, Nis gibi birçok kent ilk kez İyonyalılar tarafından kolonize edildi.
İyon şehir devletlerinin başında en eski dönemde krallar bulunuyordu. MÖ 7. yüzyılda halkın seçtiği kişiler, meclislerin yardımı ile şehirleri yönetmeye başladılar. 6. yüzyılda seçim yoluyla iktidarı ele geçiren güçlü yöneticiler tiranlık düzenini kurdular.
İyonya'da Kültürel Yapı
Felsefe ve bilim
Ön Asya ve Akdeniz ticaret yollarının kavşak noktasında bir ülke olmaları bilim ve kültür alanında ileri gitmelerinin en önemli nedenidir. Bunun yanısıra merkezi otoriteye bağlı olmayan bağımsız kentler olarak örgütlenmeleri, özgür düşünce geleneğinin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Milet'li Thales, Batı felsefesinin ve matematiğinin kurucusu olarak anılır. Thales'in öğrencisi olan Anaksimandros, insanlık tarihinde (resmi kayıtlar ve kutsal kitaplar dışında) ilk kez bağımsız bir kitap yazan kişidir. Milet'li Hekataios eleştirel tarih anlatımının ve ampirik coğrafyanın ilk önemli eserlerini verdi; bilinen ilk dünya haritasını yayımladı. Efes'li Herakleitos "bir insan aynı nehirde iki kez yüzemez" deyimiyle özetlenen değişim felsefesini geliştirdi. Samos'lu Pythagoras üçgenin açıları arasındaki ilişkiyi hesapladı; günümüze dek Batı ve Doğu müziğinin temelini oluşturan ses dizilerini tanımladı. Milet'li Anaksagoras İyonya felsefe ekolünü Atina'ya taşıyarak, Eflatun ve Aristoteles'in öncüsü oldu.
İyonlular'da İnanç
Eski Yunan halkı arasında yaygın olan tanrılara ilişkin çeşitli inanç ve efsaneler ilk kez MÖ 9. yüzyılda İyonya'lı destan şairi (muhtemelen Sakız'lı veya İzmir'li) Homeros tarafından derlenerek sistemleştirildi. Homeros'un sistemleştirdiği mitoloji, Atina'nın egemenliği döneminde (MÖ 5. yüzyıl) tüm Helen dünyasının dini referans kaynağı olarak benimsendi. Yunan tanrıları insanlara benzerdi. Tanrılarla insanlar arasındaki en önemli fark insanların ölümlü, tanrıların ise ölümsüz olmalarıydı.İyonyalılar birden fazla tanrıya inanıyorlardı.
Mimari
Yunan geleneğindeki ilk anıtsal taş yapılar olan Samos'taki Hera Tapınağı, Efes'teki Artemis Tapınağı ve Milet'teki Apollon Tapınağı, MÖ 560 dolayında inşa edildiler. Daha sonra yeniden inşa edilerek erken döneme ait izlerini kaybeden bu üç yapı, Batı mimarisinin başlangıç noktası olarak kabul edilir.
Fenike Alfabesi'nden uyarlanan çeşitli Yunan Alfabeleri MÖ 9. yüzyıldan itibaren yaygınlık kazandı. Bunlar arasında soldan sağa yazılan İyon Alfabesi zamanla diğerlerini tasfiye ederek tüm Helenler tarafından benimsendi. Halen Yunan Alfabesi olarak bilinen alfabe, İyon Alfabesidir. Latin ve Kiril (Slav) alfabeleri Yunan alfabesinden türemiştir.
|