MERHABA BEN MURAT CAN ŞANLI TARİHİMİZİ ÖĞRENMEK İSTİYORSANIZ DOĞRU YERDESİNİZ... (sitede görünen reklamların sitemizle ilgisi yoktur...)

   
 
  FORUM
=> Daha kayıt olmadın mı?

TARİH İLE İLGİLİ BİLGİ PAYLAŞIM MEKANINA HOŞGELDİNİZ... FORUMDA OLMASINI İSTEDİĞİNİZ KATEGORİ VARSA MESAJLAR BÖLÜMÜNDEN İLETEBİLİRSİNİZ...

FORUM - SİYASİ CİNAYETLER

Burdasın:
FORUM => İNKILAP TARİHİ => SİYASİ CİNAYETLER

<-Geri

 1 

Devam->


MURAT CAN
(şimdiye kadar 56 posta)
20.12.2008 18:20 (UTC)[alıntı yap]

Namlunun ucundaki iktidar

Ülkemizde 100 yıldır siyasi cinayetler işleniyor. Geçen asrın başlarında başlayan siyasi cinayetler İttihad ve Terakki'yi iktidara taşımış ve İttihadçılar 1908-1918 yılları arasında imparatorluğun kaderine hükmetmişlerdi.
1908-1918 yılları arasında silahla Osmanlı Devleti'nde iktidara hâkim olan İttihat ve Terakki Partisi, başlangıçta Meşrutiyet'i tekrar ilân ettirmek üzere gizli bir örgüt olarak kurulmuştu. 1889'da Askeri Tıbbiye öğrencileri Meşrutiyet yanlısı faaliyetlerde bulunmak amacıyla "İttihad- ı Osmani", yani Osmanlı Birliği adını taşıyan bir örgüt kurdular. Örgüt Paris'te yaşayan Meşrutiyet taraftarı Ahmed Rıza Bey'le irtibata geçince örgütün adı "Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti" oldu. Osmanlı yönetimi, cemiyetin öğrenciler arasında yaygınlaşması üzerine durumun farkına vardı ve örgüt mensuplarının çoğunu Trablusgarb ve Fizan'a sürgüne gönderdi. Cemiyet, bunun üzerine faaliyetlerini yurtdışına kaydırdı.

İTTİHADÇILAR HAREKETE GEÇİYOR

Yurtdışında İkinci Abdülhamid aleyhtarı faaliyetler devam ederken, yurtiçinde Meşrutiyet taraftarlığı gerek sivil kadrolar gerekse Rumeli'ndeki subaylar arasında yaygınlaşmaya başlamıştı. Talât Bey, İsmail Canbolat Bey, Rahmi Bey, Mithat Şükrü Bey gibi Meşrutiyet taraftarları 1906'da Selanik'te Osmanlı Hürriyet Cemiyeti'ni kurdular. Daha sonra Enver Bey ve Resneli Niyazi Bey gibi subaylar da bu cemiyete girdiler.

Osmanlı Hürriyet Cemiyeti, silahlı propaganda ve eylemlere de girişti. Cemiyete Kur'an ve silah üzerine yemin ederek giriliyordu. Üç kişilik hücreler hâlinde örgütlenildiği için cemiyetin dağıtılması da oldukça güçtü. Cemiyet, 1907'de Paris'le irtibata geçti ve iki örgüt birleşerek İttihat ve Terakki adını aldı. İttihat ve Terakki, Meşrutiyet'in ilânına yönelik faaliyetlerine hız verip, güvenlik güçlerine yönelik suikastlar yapmaya başladı. İttihatçılar'ın fedaisi Teğmen Atıf Bey, İkinci Abdülhamid'in devlet otoritesini sağlamak için bölgeye gönderdiği Şemsi Paşa'yı öldürdü.

Artık siyasi cinayetler başlamıştı. İttihatçılar, İngiltere ve Rusya'nın Makedonya'da ıslahatlar yapılması için yaptığı baskılar üzerine Rumeli'nin elden çıkacağını söyleyerek meydanlara çıktılar. İstanbul'a binlerce telgraf gönderildi. Enver, Niyazi ve Eyüp Sabri beyler emirlerindeki birliklerle dağa çıktılar. İkinci Abdülhamid, bu gelişmeler üzerine 23 Temmuz 1908'de İkinci Meşrutiyet ilân etti. "Meşrutiyet" ve "Hürriyet"le adı bütünleşen İttihat ve Terakki Cemiyeti, siyasi parti hâline dönüştü ve 1908'den 1918'e kadar imparatorluğun kaderine hükmetti.

İLK BASIN ŞEHİDİ

İttihat ve Terakki, Meşrutiyet'in ilânını sağlamıştı ama başlangıçta iktidara hâkim değildi. Meşrutiyet taraftarlarının bir kısmı İttihatçılar'a muhalifti. İkinci Meşrutiyet'in ilânı üzerine İstanbul'a dönerek Mevlanzâde Rıfat'ın yayınladığı "Serbestî" gazetesinin başına geçen Hasan Fehmi, yazılarında İttihat ve Terakki'yi sert bir dille eleştiriyordu. İttihatçılar, Hasan Fehmi'yi susturmak için gazeteye tehdit mektupları gönderdiler. Ancak yazılarına devam edince Hasan Fehmi, 6 Nisan 1909 akşamı Galata Köprüsü üzerinde vuruldu. Hasan Fehmi'nin öldürülmesi İstanbul'da büyük bir heyecan yarattı. Özellikle üniversite talebeleri Bâbıâli'nin önünde toplanarak gösteri yaptılar. Sadrazam Hüseyin Hilmi Paşa, "Katiller bulunacaktır" diyerek gençleri sakinleştirdi. Ancak Hasan Fehmi'nin katilleri bulunamadan yeni cinayetler sahne aldı.

Gazeteci Hasan Fehmi'nin öldürülmesi İttihat ve Terakki aleyhine yazılan yazıların hızını kesmemişti. "Sadâ-yı Millet Gazetesi" yazarı Ahmed Samim de İttihatçılar'ı tenkit eden sert yazılar yazıyordu. Ahmed Samim, aldığı tehditler yüzünden tedirgin olmuştu ama yazılarını ara vermemişti. Öldürülmeden önce arkadaşı Kıbrıslı Şevket'e yazdığı mektupta İttihatçılar'ın kendisini öldüreceğini söylemişti. Ahmed Samim, 9 Haziran 1910 gecesi, arkadaşı Fazıl Ahmed ile birlikte Bahçekapı'da yürürlerken bir suikasta kurban gitti. Ahmed Samim'i İttihatçılar'ın adı silahla birlikte anılan ünlü fedaisi Yakup Cemil'in veya "İzmir Suikastı" davasında idam edilen İttihatçı Abdülkadir'in vurduğu söylenir. Ahmed Samim'in mektubu, suikasttan sonra Sosyalist Hilmi'nin İştirak'ında yayınlandı. Ancak İttihat Terakki'yi direkt olarak hedef alan bu yazı üzerine gazete kapatıldı ve İştirakçi Hilmi ile Kıbrıslı Şevket tutuklandı.

İki suikasta rağmen İttihatçılar'ın aleyhine yazılar kesilmemişti. "Şehrah Gazetesi" başyazarı Zeki Bey, yazılarında İttihatçılar'ı sert bir şekilde tenkit ediyordu. Zeki Bey, 10 Temmuz 1911 akşamı Bakırköy'deki evi önünde öldürüldü. Bu suikastlar gazetecileri sindirdi ama siyasi muhalifleri İttihatçılar'la mücadeleye devam etti. Halaskâr zabitan hareketi 1912'de İttihatçılar'ı iktidardan uzaklaştırdı. İttihat ve Terakki bunun üzerine 1913'te Bâbıâli baskınıyla Harbiye Nazırı, yani Savaş Bakanı Nazım Paşa'yı öldürüp, Sadrazam Kâmil Paşa'yı istifa ettirerek iktidarı kontrollerine aldılar.

GAZETECiNiN SON MEKTUBU

Talât Paşa, tabanca talimi yapıyor. Ahmed Samim öldürülmeden önce arkadaşı Kıbrıslı Şevket'e yazdığı mektupta öldürüleceğini söylemişti. Mektubu ölümünden sonra 13 Haziran 1910'da İştirak'ta yayınlandı: "Kardeşim Şevket Bu akşam fevkalâde bir işim çıktı, gelemeyeceğim. Bunun için bilhassa affını rica ederim kardeşim, tâbii olarak Şehabeddin de gelemez. Sana gayet gizli ve namusumuza tevdi edilmek üzere bir müjde vereyim. Fakat bunun dışarıda duyulması etrafımızda dolaşan tehlikeyi daha yakınlaştırmaktan başka bir işe yaramaz. İttihat ve Terakki Cemiyeti idamıma hükmetmiş, idam olunacağım. Bunu yarı resmi bir surette tebliğ ettiler. Haberiniz olsun. Yalnız arkadaşlardan bir şey rica ediyorum. Bana Hasan Fehmi'ye yaptıkları gibi şatafatlı bir cenaze alayı tertip etmesinler. Demirci Köyü'nde bir bayır tepesinde küçük ve garip bir köy kabristanı vardır. İstiyorum ki, beni oraya defnetsinler. O mezarlığın kenarında gençliğimin en tatlı birkaç saati şiir ve hülyasını geçirdim, fikrimin o küçük mezarlıkta olduğu kadar hiçbir yerde o kadar derin bir huzur bulup, kendimden geçerek dünya meselelerinden uzaklaşmadım... Mezarlığın bulunduğu tepeden bütün kırlar, tarlalar, etrafın uzakta birer küçük ve yeşil demete benzeyen koruları, ormanları... Ve nihayet tâ ilerde Karadeniz'in kâh durgun ve mavi, kâh beyaz ve öfkeli yüzeyi sonsuz görülür. Cenazemin orada kalmasını rica ediyorum... Emin olun ki, kalbimde hiçbir korku duymuyorum. Bana dindarâne bir tevekkül geldi. Ölmeye razı, hazırım. Yalnız ne zaman olacağını bilmiyorum. Yakında inşallah görüşür ve bunu tafsilatıyla anlatırım. Gözlerini öperim. Nureddin'e selam, Edhem Beyefendi'ye saygılar Ahmed Samim" Tarık Zafer Tunaya, Hürriyetin İlânı, İkinci Meşrutiyet'in Siyasi Hayatına Bakışlar, İstanbul 1959, s. 67.

BABIALi BASKINI

Meşrutiyet'ten sonra siyasi partiye dönüşen İttihat ve Terakki'nin arası yeni kurulan hükümetlerle iyi olmadı. Kâmil Paşa mecliste güvensizlik oyu ile düşürülünce Hüseyin Hilmi Paşa sadrazam oldu. Bu sırada 31 Mart ayaklanması patlak verince, Hareket Ordusu İstanbul'a geldi ve İkinci Abdülhamid 27 Nisan 1909'da tahttan indirildi. Tahta çıkarılan Beşinci Mehmed Reşad'ın İttihatçılar karşısında bir etkisi yoktu. Bu sırada ordu içindeki muhalefeti oluşturan Halâskâr Zabitan grubu hükümet üzerinde baskılarını gittikçe arttırmaktaydı. Sadrazam Said Paşa, kargaşanın gitgide artması üzerine meclisten güvenoyu almasına rağmen 16 Temmuz 1912'de istifa etti. Said Paşa'nın istifasıyla İttihat ve Terakki iktidarı sona erdi, yeni hükümet 22 Temmuz 1912'de Gazi Ahmed Muhtar'ın sadrazamlığında İttihatçılar'ın muhalifleri tarafından kuruldu. Yeni iktidar, İttihat ve Terakki mensuplarını sindirme harekâtı başlattı.
Bu sırada 8 Ekim 1912'de Balkan Savaşı çıktı. Savaş da uğranan mağlubiyetler üzerine Gazi Ahmed Muhtar Paşa kabinesi istifa etti. 29 Ekim 1912'de kurulan yeni hükümetin sadrazamı Kâmil Paşa'nın da İttihatçılar'la arası iyi değildi. İttihatçılar, Balkan Savaşı'nın kötü gidişatını ve Edirne'nin düşecek bir konuma gelmesini şiddetle eleştiriyorlardı. İttihat ve Terakki ileri gelenleri gizli toplantılar yaparak duruma müdahale etmeye karar verdiler. Bir baskınla Kâmil Paşa hükümeti düşürülecekti. Enver Bey'in başında olduğu bir grup, 23 Ocak 1913'te Bâbıâli'deki hükümet merkezine doğru harekete geçti. Enver Bey günümüzde İstanbul Valiliği olarak kullanılan hükümet binasına geldiğinde hiçbir direnişle karşılaşmadan Bâbıâli'ye girdi. Sadaret yaveri Nafiz Bey ve Harbiye Nezareti yaveri Tevfik Bey ile birkaç asker kalabalık bir grubun geldiğini görünce silahlarını çekerek karşı koymaya çalıştılarsa da, İttihatçılar'ın kurşunlarıyla hayatlarını kaybettiler.
Harbiye Nazırı Nazım Paşa silah seslerinin nereden geldiğini merak ederek makam odasından çıkıp, karşılaştığı baskıncıları azarlamaya başladı. Bunun üzerine İttihatçı fedailerin gözü pekliğiyle nam salmış olan Yakub Cemil silahını ateşleyerek Nazım Paşa'yı öldürdü. Talât ve Enver beylerin etkisiyle Mahmud Şevket Paşa, padişah tarafından sadrazamlığa atandı. Bâbıâli baskınından sonra İttihat ve Terakki iktidardaki mevkisini sağlamlaştırdı.
Darbe ile sadrazamlık makamına gelmiş olan Mahmud Şevket Paşa Hürriyet ve İtilafçı muhaliflerin düzenledikleri bir suikast sonucu 11 Haziran 1913'te hayatını kaybetti. İttihatçılar, Mahmud Şevket Paşa'yı tam olarak kendilerinden saymadıkları için suikasta fazla üzülmemişlerdi. İttihatçılar, bu suikastı kullanarak muhaliflerini sindirdiler. İttihat ve Terakki, suikasttan sonra Said Halim Paşa'nın sadrazam olmasıyla iktidara hâkim oldu.



Bütün konular: 64
Bütün postalar: 92
Bütün kullanıcılar: 24
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 


TÜRKİYE'DE TARİH EĞİTİMİNİ YETERLİ BULUYOR MUSUNUZ?
EVET
HAYIR

(Sonucu göster)


GÜNCEL DÖVİZ KURLARI
 
GÜNCEL ALTIN FİYATLARI
 
KÖŞE YAZILARI
 
 
Bugün 123 ziyaretçi (214 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol