MERHABA BEN MURAT CAN ŞANLI TARİHİMİZİ ÖĞRENMEK İSTİYORSANIZ DOĞRU YERDESİNİZ... (sitede görünen reklamların sitemizle ilgisi yoktur...)

   
 
  UYGURLARIN TÜREYİŞ EFSANESİ

 

 
"Karakurum çaylarından sayılan iki nehir vardı. Bunlardan birine Toğla ve di­ğerine de Selenga adı verilirdi... Bu iki ırmağın arasında iki tane ağaç vardı... Bir gün iki ağacın arasına, gökten bir ışık inmişti. Bunun üzerine, iki yandaki dağlar yavaş yavaş büyümeye başladılar. Bu durumu gören halk ise, hayretler içinde kalmıştı. İçlerinde büyük bir saygı duyarak, Uygurlar oraya doğru yaklaştılar. Tam yaklaştıkları sırada, kulaklarına çok tatlı ve güzel müzik nağmeleri gelmeye başladı. Her gece buraya bir ışık inmeye ve ışığın etrafında da otuz defa şimşek çakmaya başladı. Diğer bir gün de aynı yerde, ayrı ayrı kurulmuş beş tane çadır gördüler. Bunların her birinde, birer çocuk oturuyordu. Her çocuğun karşısın­da da,onları doyurmaya yetecek kadar süt dolu emzikler asılı idi..Çadırın tabanı da baştan aşağıya gümüşle döşenmişti.
Bütün boyların reisleri ve halkları, bu garip şeyi görmek için yerlerini bırakıp   koşmuşlardı. Bu manzarayı görünce, saygı ile diz çöküp, selâm verdiler. Biraz    sonra da çocukları alarak dışarı çıktılar. Beslenip büyütmeleri için de onları  süt annelerine ve dadılara verdiler. Her fırsatta onlara saygı gösteriyorlar ve ik­ramda bulunuyorlardı. Çocuklar artık, süt çocuğu olmaktan çıkıp da konuşma­ya başlayınca, Uygurlardan anne ve babalarını sordular. Onlar da o iki ağacı gösterdiler. Bunun üzerine halk, çocukları alıp, ağaçların yanına gittiler. Çocuk­lar ağaçları görünce, onlara tıpkı evlâdın babasına gösterdiği saygıyı gösterdi­ler.
O bölgelerde yaşayan bütün kavimler, bu çocuklara hükümdar oğullarıymış gibi saygı gösterdiler... Onların her birine birer ad koydular... Çocukların doğu­şundaki kutsal durumu görenler, bunlardan birinin hükümdar olarak seçilmesi kanaatine vardılar. Çünkü bunlar, Tanrı tarafından bu iş için gönderilmiş olma­lıydı.
Bu çocuklar içinde Böğü-Tegin'in han olarak seçilmesi üzerinde birleştiler ve büyük şenlikler yaparak onu hanlık tahtına oturttular. O, memleketi adaletle döşedi ve zulm sahifelerini kapadı. Onun etrafındaki adamlar, maiyeti, askerleri, atları ve kulları, gittikçe çoğalmaya başladı."
Bahaeddin ÖGEL
(Türk Mitolojisi, Ankara,
1971, c. I, s 14 75)
 


TÜRKİYE'DE TARİH EĞİTİMİNİ YETERLİ BULUYOR MUSUNUZ?
EVET
HAYIR

(Sonucu göster)


GÜNCEL DÖVİZ KURLARI
 
GÜNCEL ALTIN FİYATLARI
 
KÖŞE YAZILARI
 
 
Bugün 33 ziyaretçi (52 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol